Büyük Adam, Küçük Adam

 

Murat Yıldırımoğlu, 15/08/2007

 

 

Herkes büyük adam olmak ister. Ama tarih boyunca büyük adamların sayısı çok değildir. Büyük adam olarak peygamberleri (Musa, İsa, Muhammed, Buda), savaşçı ve devlet adamlarını (Cengiz Han, Atilla, Büyük İskender, Napolyon, Washington, Atatürk), düşünürleri (Konfiçyus, Marks) vb. sayabiliriz.

 

Büyük adamların ortak özellikleri o zamana kadar düşünülmemiş olanları düşünmek, yapılmamış olanları yapmaktır. Büyük adamlar toplumlarının değer yargılarına saygı duymazlar; bunları değiştirirler. Büyük adamlar var olanı düzeltmezler; yıkıp yeni bir yapı oluştururlar. Toplumlarının arkasında ya da yanında değil önündedirler. Toplumlarını sürüklerler, toplumlarını alt-üst ederler. Toplumlar başlarda onların yaptıklarını tümüyle benimsemese de sonradan toplumun büyük bölümü bu işlere-düşüncelere sahip çıkar. Yaşamları kısa sürse de düşünceleri ve eylemleri çağlar boyunca ayakta kalır, etkili olur.

 

Musa büyük adamdır. Mısır toplumunda en altta yer alan, en sefil insanlar olan Yahudileri kendileriyle gurur duyan bir ulus haline getirmiş, onlara Tanrının seçtiği kullar olduğu bilincini yerleştirmiş, çok tanrılı bir yapıdan tek tanrılı bir yapıya geçmelerini sağlamış, bugüne kadar gelen ahlak kurallarını yürürlüğe sokmuştur. Ölümünden 3500 yıl sonra bile onun peygamberi olduğu din dünyadaki en önemli dinlerden birisidir. Musevilikten Hristiyanlık doğmuştur. İslam dini ise her zaman Musevilik ve Hristiyanlığın en olgun düzeyi olduğunu vurgular.  

 

Cengiz Han büyük adamdır. Steplerde at koşturan, binbir parçaya bölünmüş, o güne kadar dünyada hiçbir varlık göstermemiş Moğolları çağının en önemli gücü haline getirmiştir. Dünya tarihi ondan sonra sonsuza kadar değişmiştir.

 

Atatürk büyük adamdır. Kuracağı toplumu en ince ayrıntısına kadar çok önceden hesaplamış, kafasındakileri birer birer gerçekleştirmek için yılmadan usanmadan, bıkkınlık göstermeden çalışmış ve Türk ulusunu sonsuza kadar değiştirmiştir.

 

 

Recep Tayyip Erdoğan büyük adam mıdır?

 

Bunu istediğine kuşku yok ama şu ana kadar yaptıklarıyla, söyledikleriyle bu soruya "Hayır" yanıtını verebiliriz.

 

Hürriyet gazetesinde 22 Aralık 2005'de yayınlanan şu sözlerine bir bakın: "Bu hükümet 50 yılda yapılamayanları 3 yılda yapmıştır. Kimse bu gerçeği bir yana koymasın. Bundan önce bir yıllık bütçe yapılamıyordu, biz 3 yıllık bütçe yaptık."

 

Yaptıklarına örnek olarak ekonomik kazanımları ve bütçe yapımını örnek veriyor. Büyük adam olmak isteyen birisi için ne kadar küçük ne kadar zayıf  bir iddia!

 

Üstelik ekonomik kazanımlar bile kendi eseri değil: Kemal Derviş'in 5 yıl önce yürürlüğe soktuğu ekonomik reformların bir sonucu bu. 3 yıllık bütçe de Erbakan zamanında yapılmaya çalışılan bir şey. Ekonomik kazanımlar çok önemli ama orijinal değil.

 

Üstelik hemen herkesin kabul ve takdir ettiği ekonomik gelişmenin yanında Recep Tayyip Erdoğan'ın diğer iddiaları (türban, içki yasağı, İmam Hatip Okulları vb. konulardaki iddialar) toplumu dönüştürebilecek iddialar değil. Bunlar toplumun en geri kısmının içini gıcıklar, en geri duygularını besler ama toplumu ileri götürmez, toplumu alt-üst etmez, başlarda değilse sonlarda toplumun çoğunluğu tarafından kabul görmez. 

 

Recep Tayyip Erdoğan adını tarihe kazımak istiyorsa ne yapmalıdır?

 

Kendisini destekleyenleri şaşırtmalıdır. Toplumu dönüştürmelidir. Türkiye içinde olduğu gibi dünya çapında da etkisi hissedilmelidir. Yaptıkları uzun yıllar sonra bile uygulanabilmelidir.

 

Bunu kolaylıkla şu şekilde yapabilir: Türbanı savunmaktan vazgeçmeli ve karısının başını açmalıdır. Karısı (Emine Erdoğan) çeşitli defalar türbana kendi rızasıyla değil abisinin büyük baskısıyla girdiğini belirtmiştir. Şimdi de kocasının önerisiyle türbandan çıkabilir. Bu hareket büyük bir alt-üst oluşa neden olacaktır. Kendisini destekleyenlerin arasında ondan nefret edenler olacaktır. Ama kendisini beğendiği halde bir türlü kendisine güvenemeyen, türban-içki-İmam Hatip konusundaki iddialariyla iyice kendisine karşı katılaşan daha büyük bir kesimin desteğini alacaktır. Eyleminin etkisi yalnızca Türkiye'de değil, tüm İslam dünyasında kendisini hissettirecektir.

 

 

Recep Tayyip Erdoğan bunu yapabilir mi? Bilinmez.

 

Yaparsa büyük adam olur. Yapamazsa şu anki durumunu sürdürür: Küçük adam değil ama büyük adam hiç değil.