Her kavme bir peygamber gönderildi mi?
Haziran 26,
2009, Murat Yıldırımoğlu
Dinsel
iddialardan birisi, dünya üzerindeki her topluma bir peygamber gönderildiği
iddiasıdır. Allah’ın, bir topluma peygamber gönderip uyarmadan önce o toplumu
helak etmeyeceği yazılıdır. Gazeteci-akademisyen Nihat Hatipoğlu 26 Haziran
2009 tarihinde Hürriyet’te çıkan yazısında bakın ne diyor:
“Hz.
Âdem’den Peygamberimize kadar 120 bin peygamberin geldiğini biliyoruz. Her
bölgeye peygamber gelmiştir. Bu nedenle yeryüzündeki bütün kavimler o
peygamberlerden, onların koydukları medeniyetlerden etkilenmişlerdir. Sokrat’ın
müdafaasından, eski kavimlerin güzel geleneklerine kadar birçok oluşumda bu
peygamberlerin etkisi vardır.”
Ama
gerçekler bu iddiaları doğrulamıyor. Örneğin, kendi milletimiz olan Türklere
bir tek tanrı inancını yayan peygamber gelmemiştir; tarihimizde böyle bir şey
yoktur. Buna karşılık olarak, Türklerin yazılı kaynaklarının çok geriye
gitmediği söylenebilir; doğrudur, ilk Türkçe yazıtlara MS 700’lü yılların
başında rastlanıyor. Ama Türklerin her zaman güçlü bir sözel bir kültürü
olmuştur ve bu kültürde böyle bir peygamberin izi yoktur.
Yazılı
kaynakları çok daha gerilere giden topluluklarda da tek tanrılı dinlerin
peygamberine ilişkin bilgi yoktur. Örneğin, tarihte “Türk” sözüne ilk
rastlanılan yazılar Çinlilere aittir. Çinliler kendilerine ve başkalarına
ilişkin çok ayrıntılı yazılı kaynaklara sahiptir ve bu kaynaklarda da tek
tanrılı din peygamberine rastlanmaz.
Çinlilerin
dışında Hindistan’daki topluluklarda da böyle bir peygamber yoktur. Japonlara
gelmiş bir peygamber bilgisi de yoktur.
Ruslara
gelmiş bir peygamber de duyulmuş bir şey değildir.
Fransızlar,
Almanlar, İtalyanlar (eski Romalılar), Yunanlılar ve İngilizlere de tek tanrılı
din peygamberinin geldiğine ilişkin bir kayıt yoktur.
Kuzey Afrika
kavimleri Araplar tarafından Müslümanlaştırılmadan ve Araplaştırılmadan önce bu
kavimlere gelmiş bir peygamber de yoktur. Hatta tarihin en eski yazılı
kaynaklarına sahip Mısırlılara da peygamber gönderilmemiştir (Musa Mısırlılara
değil, Mısır’da yaşayan Yahudilere gönderilmiştir; ona ilişkin bir kayda da
rastlanmaz Mısır kaynaklarında).
Dünyanın öte
tarafında Amerika’nın kuzeyinde ve güneyinde yaşayan kızılderili topluluklara
da peygamber gönderilmemiştir. Mayaların ve Azteklerin gayet iyi bilinen bir
tarihleri vardır; bu topluluklar sayısız “helak” olma durumu da yaşamışlardır
ama tek tanrılı din kavramından ve peygamber olgusundan habersiz durumdadırlar.
Yine
dünyanın öte yanında, Avustralya’da yaşayan Aborjinlerde de bir peygamber bilgisi
yoktur. Halbuki Aborjinlerin köklü bir bellekleri var. Şöyle bir bilgi vereyim:
Avustralya kıtası her yıl 2-3 santim batıyor (haritada kıtanın kuzey tarafına
doğru) ve Aborjinlerin kıtaya ayak bastıkları yerleri sular altında bırakıyor.
Ama Aborjinler uzun zamandır su altında kalmış yerlerin adlarını anımsıyorlar.
Su altında kalan yerleri anımsayan Aborjinler kendilerine gelen bir peygamberi
unutmuş olamazlar.
Dolayısıyla
her topluma bir peygamber gönderildiği ve bir peygamber-uyarıcı gönderilmeden
bir toplumun helak edilmeyeceği iddiası temelsiz bir iddiadır. Peygamber
kültürü olağanüstü yerel bir kültürdür ve Ortadoğu adı verilen ufak, ufacıcık
bir bölgeye özgüdür.