Şapka Devriminin Yıldönümü
26 Kasım giysilerimizi dönüştürmeyi amaçlayan Şapka Kanunu’nun yıldönümü.
Şapka giyme, kılık kıyafetteki değişiklikler ve batılı tarzda giyinme Atatürk’ün en başarılı ama bir o kadar da öksüz, değeri dile getirilmeyen devrimlerinden birisidir.
Muhafazakarlar hala şapka giyerek dinden çıktığımızı ya da kimliğimizi kaybettiğimizi iddia ederler. Atatürkçülerin bazıları da kılık kıyafet devrimini benimsedikleri halde şapka devrimine yapay bir hareket olarak bakarlar, bu devrimi vurgulayanlara gardrop Atatürkçüsü suçlamasını getirirler.
Kılık kıyafeti değiştirmek büyük bir iştir. Gerekli görülmeyebilir de: “Batının sanayisini, teknolojisini alsaydık ama kıyafetimizi değiştirmesek olmaz mıydı? Niye batıyı taklit ediyoruz ki?”
Kılık kıyafetle batının gücü, bilimi, teknolojisi arasında doğrudan bir ilişki yok. Ama batının bilimini, teknolojisini almak isteyen her ulusta, istisnasız kıyafetler değişiyor ve batıya yaklaşılıyor.
Japonya’nın gelişirken, büyürken, batıya yetişirken geleneklerini koruduğu düşünülür. Bu iddianın haklılık payı var, Japonya birçok bakımdan geleneksel. Ama İkinci Dünya Savaşı’na girilirken, çıkılırken büyük etkisi olan Japon İmparatoru Hirohito’nun kardeşleriyle birlikte 1921 yılında çektirdiği fotoğrafa bakalım:
Şu fotoğraf da yine 1921 yılında İngiltere ziyareti sırasında çekilmiş:
Bu da Hirohito’nun nişanlısıyla çektirdiği fotoğraf:
Japonlarla ilgili olarak son bir fotoğraf paylaşalım. 1980’lerin başından bu yana, her yıl Aralık ayında on bin Japon bir araya gelip Beethoven’ın 9. Senfonisinin en ünlü kısmını seslendiriyor:
Şimdi de geleneksel giysilere hep sahip çıktıkları düşünülen bir başka grup olan Araplara bakalım. Dubai şeyhinin İngiltere’de at yarışlarındaki fotoğrafı:
Bu da şeyhin eski karısıyla çektirdiği fotoğraf:
Suudi Prensi Salman hep geleneksel giysiler içinde. Peki çevresi?
Neden askerleri batılı üniformalara sahip?
Örnekler uzatılabilir. Şu gerçek değişmez: Kıyafet değişiminin kuramsal temeli zayıf olabilir ama günümüzde bir yere gelmek isteyen ve gelen toplumlar giysilerini değiştiriyor, batıyı taklit ediyor. Bu “taklit”in sakıncası yok. Her taklit eylemi kötü değildir. Batılıların kendi kendini dönüştürmek isteyenler için söyledikleri bir söz vardır: “Fake it till you make it” (Benimseyene kadar taklit edebilirsin, sahte davranabilirsin).
Şu da var: Batılıların giysisi nedir ki? Atatürk’ün benimsetmek istediği batılı tarzdaki giysiler kökeni çok eskilere dayanan giysiler değildir. Haçlı Seferlerine ilişkin resimlere bakarsanız haç ve hilal gibi şeyler dışında iki tarafın erkeklerinin kadın giysileri gibi uzun giysiler giydiğini görürüz. Şu anda batılıların giysisi dediğimiz şey onlarda da hep değişime uğramış giysilerdir.
Konuyu atamızın güzel bir fotoğrafıyla bitirelim: