Komünizm: Son İki Yüzyılın En Büyük Aldatmacası

Murat Yıldırımoğlu

 

Açlık grevi yapan eylemcileri gördükçe üzülüyorum. Genç insanların inançları uğruna ölmeyi istemeleri çok acı geliyor bana. Hele bu inanç, her bakımdan tükenmiş olması gereken bir inançsa.

 

Komünist ideoloji insanlara dünyada cenneti vaad ediyor. Ama ortaya çıktığı her yerde insanlara kan ve gözyaşı sunuyor. Komünizm, ölüme tapınma, lidere kayıtsız şartsız itaat ile eş anlamlı oluyor.

 

Komünistler Türkiye’de 1980 öncesinde ve sonrasında onbinlerce kişinin ölümüne neden oldular. Kurtuluşa eriştirmek istedikleri insanlardan onbinlercesini öldürdüler. Yarattıkları terör için hep bir neden buldular. Kimi zaman neden Mahir Çayan’ın geliştirdiği “suni denge” kavramıydı, kimi zaman faşist terördü. Ama gerçekte ikisi ile açıklanamayacak çok sayıda cinayet işlediler. Örneğin,

 

“Ulaş Bardakçı ve bir arkadaşı Gaziosmanpaşa’da örgüt için kiralanmış bir evin önünde Mesut Erdinç’in şoför olarak çalıştığı bir taksiyi durdurdular. ...Evde bekleyen kişiler şoför Mesut Erdinç’i bağladılar. Ağız-burun nahiyesine eterli pamuk koyarak sıkıca kapattılar....Şoför bağlı olarak bırakıldığı banyo küveti içinde havasızlıktan ölecek, apartman sakinleri 15-20 gün sonra durumdan şüphelenerek, polise haber verecekler, eve giren polis Mesut Erdinç’in ölüsüyle karşılaşacaktı.” (THKP-C, Doğuşu ve İlk Eylemleri Kaynak Yayınları).

 

“Planlanan soygun günü Yusuf Küpeli’nin başkanlığında sağı solu bombalamayı üstlenmiş ekip de bir okulun bahçesine attıkları bomba ile küçük bir kız çocuğunun kolunun kopmasına yol açacaktı.” (THKP-C, Doğuşu ve İlk Eylemleri Kaynak Yayınları).

 

17 Şubat 2001 Sabah: ÖDP'nin Ankara Batıkent irtibat bürosunun adı bir cinayet olayına karıştı.

Ankara'da ÖDP irtibat bürosunun bulunduğu apartmandan çıkartmak için imza toplayan öğretmenin ÖDP'liler tarafından sopa ve demir çubuklarla dövülerek öldürüldüğü açıkland?. Ankara Emniyet Müdürlüğü, öğretmeni öldürdükleri iddiasıyla ÖDP üyesi 4 kişinin yakalanarak gözaltına alındığını, sanıkların suçlarını itiraf ettiklerini bildirdi. 8 Aralık 2000 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce feci şekilde dövülen 48 yaşındaki Ahmet Aycan, aldığı   darbeler nedeniyle doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı. Batıkent Müjgan Karaçalı İlköğretim Okulu öğretmeni Aycan'ın ölümü üzerine polis olayın peşine düştü.

 

Sıradan insanları olduğu kadar kendi arkadaşlarını da, yalnızca ajan olduğundan kuşkulandıkları için, öldürebiliyorlar:

 

“İlyas Aydın’ı Filistin’de Teslim Töre ve başka bazı kişiler sorguya çekti. Ajanlığı kabul etmeyince işkence yapıldı. Ağır işkenceler altında İ. Aydın bir süre sonra ajan olduğunu kabul etti. Sesi banda alındı. İşkenceye devam edildi. Sonunda İ. Aydın işkence sırasında öldü. Sonra cesedini kurşuna dizdiler.” (THKP-C, Doğuşu ve İlk Eylemleri Kaynak Yayınları)

 

Komünistler tarafından öldürülenlerden birisi de emekli oramiral Kemal Kayacan’dı. Kemal Kayacan 1974 Kıbrıs Barış Harekatına katılan komutanlardan birisiydi. Daha sonra CHP’ye girmişti. Adı işkenceye, yolsuzluğa vb şeylere karışmamıştı. DHKP-C tarafından öldürüldü. Bu cinayet DHKP-C açısından bile anlamsız ve savunulamayacak bir cinayetti. Bu cinayet çok büyük olasılıkla Barış Harekatının öcünü almak isteyen Yunan 17 Kasım örgütünün talimatı üzerine işlendi.

 

Komünistlerin herhangi bir dışsal neden olmadan şiddet üretebildiklerine yeni bir kanıt da aşağıdaki haber:

 

16 Mayıs 2001, Hürriyet: Doğu Perinçek’in oğlu Mehmet Bora Perinçek okulda solcularla kavga etti. ....Edebiyat Fakültesinde etkinlik yürüten İP’li gruba, aynı yürüyüşü destekleyen sol görüşlü gruplar tarafından tepki gösterildi. Devrimci Öğrenci Birliği üyesi yaklaşık 70 kişilik grubun önceki gün İP standını tahrip etmesi sırasında yaşanan küçük çaplı kavga, öğretim üyeleri ve polisler tarafından yatıştırıldı. Fakülteyi terkeden İP’li grubun dün okula girişleri, diğer sol görüşlü öğrenciler tarafından engellenmek istendi. Sayıları yaklaşık 70’er kişiden oluşan gruplar arasında, taş, sopa, tekme ve yumruklarla kavga çıktı......

 

Aşağıya dünyanın dört bir yanında komünizmin gerçek yüzünü sergileyen haberleri koydum. Bilmiyorum özverili, samimi, iyi niyetli  genç arkadaşlara bu bilgilerin bir yararı olabilir mi?

 

Cumhuriyet, 16 Eylül 1984: Mao’nun atılımının bedeli: 10 milyon ölü

Pekin yetkilileri ilk kez yaptıkları açıklamada 1958-1961 yıllarında uygulanan İleri Doğru Büyük Atılım programı sırasında 10 milyon Çinlinin öldüğünü bildirdiler.

Yetkililere göre programın uygulanmaya başlandığı 1958’den sonraki dört yıl içinde ülkede açlıktan 10 milyon kişi öldü.

 

Star, 21 Aralık 1999, Halit Kakınç: 1917-1967 yılları arasında Sovyetler tam 62 milyon kurban verdi. Bu can kayıplarının 10 milyonu iç savaş hanesine yazıldı. II. Dünya Savaşı ülkenin 20 milyon insanının yaşamlarını noktaladı. Ya geri kalanlar? Rusların taktığı isimle “Korkunç Josip”, Azerilerin göndermesi ile “Bıyıklı”- 32 milyon insanın yok edilmesine yol açarak 20. Yüzyılın kara kaplı defterindeki seçkin yerini aldı.

 

Kamboçya: Pol Pot ve Kızıl Kımerler kendi vatandaşları olan milyonlarca  kişiyi öldürdüler. Bazıları yalnızca gözlük taktığı, yani entellektüel göründüğü için öldürüldü.

 

Bosna ve Kosova:

Bosna ve Kosova’da Komünist sistemin artıkları Sırp katiller büyük katliamlar yaptılar. Tüm dünya onları lanetlerken yalnızca komünist partiler, örgütler ve devletler bu katilleri destekledi. Aşağıdaki haberlere bakın:

 

Sabah, 10 Haziran 2000: Yunanistan’ın başkenti Atina’da İngiliz Savunma Ateşesi Stephan Saunders’a önceki gün düzenlenen suikastı üstlenen 17 Kasım örgütü, dün yayınladığı bildiride eylemin gerekçelerini açıkladı. Örgüt, Saunders suikastıyla NATO’nun Yugoslavya harekatının intikamını aldıklarını söyledi.

 

Hürriyet, 5 Kasım 1999: Yunanistan’da 13 Kasım tarihinde Atina’ya gelecek olan ABD Başkanı Bill Clinton nedeniyle büyük bir panik yaşanıyor. ...Komünistler ve Sosyalistler, 8 Kasım günü Atina’nın merkezinde toplanarak bir halk mahkemesi kurmayı ve Yugoslavya bombardımanı dolayısıyla ABD, NATO ve AB’yi yargılamayı planlıyorlar.

 

Yunanlı komünist ve besteci, hümanist Teodarakis, Sırpların katliamını değil ama NATO bombardımını protesto ediyor ve katil Miloseviç ile görüşüyor.

 

Çin, yalnızca katil Sırpların partisinin adında Sosyalizm ifadesi bulunduğu için, NATO bombardımanını protesto ediyor ve katil Miloseviçi destekliyor.

 

Türkiye’de Aydınlık grubu ve grubun lideri Doğu Perinçek yine aynı nedenle katil Miloseviçi destekliyor. En uygar Türk sosyalisti Murat Belge bile, herhalde bilinç dışı bir şekilde, yoldaşlarını, Sırpları korumaya kalkıyor:

 

Radikal, 2 Temmuz 1999, Murat Belge: Yugoslavya, UÇK’yı cezalandırmayı bıraktı açık bir etnik temizlik harekatına girişti-NATO’nun bombardımanıyla birlikte.

 

Bu temizliğe NATO’nun bombardımanı neden olmadı.Yugoslav milliyetçilerin böyle bir etnik temizliği uzun zamandır planladığı biliniyordu.