Murat
Yıldırımoğlu, Ağustos 2001
Birkaç aydır
Windows 2000 Magazine dergisinde Microsoft eğitim merkezlerinin yetkilileriyle
yapılan mülakatlar yer alıyor. Bu mülakatlarda yetkililer eğitimler ve
firmaları üzerine bilgiler veriyorlar, bazı isteklerde de bulunuyorlar. Bu
istekler genelde devletin bu işe el atması, örneğin hizmet ve eğitim ihaleleri
açması, teşvik etmesi ya da genç insanlara kredi verip bu eğitimlere
katılmasının sağlanması yolunda. Yani, devletin bu iş için de bir babalık
yapması isteniyor. Bu yalnız bilgisayar eğitimi konusunda değil her alan için geçerli: Türkiye’de
bilgisayar alanında çalışanların önemli bir bölümü işlerinin ne kadar önemli
olduğundan hareketle devletten teşvik, yardım vb. şeyler istiyorlar. Hiç bir
şey istemeyen devletten bilişimle ilgili bir bakanlık istiyor.
Bu istekler bana
bir büyümüğüzün sözünü anımsattı: Devleti baba olarak görürseniz bir gün gelir
bu baba sizi döver de.
Bu büyüğümüzün
sözü ne yazık ki geçtiğimiz ay içinde gerçekleşti. Milli Eğitim Bakanlığının
yetkilileri, Ankara’da Microsoft
eğitimleri veren yerleri dolaştılar ve kendilerinden izinsiz eğitim
verildiğinden hareketle, bu merkezleri
kapatmak istediler. Yani, babadan destek, teşvik, şefkat isteyen merkezler babanın tokatıyla karşılaştılar.
Benzer bir
durumla daha önce de karşılamıştım. Ankara’da küçük ve orta ölçekli sanayii
barındıran Ostim’de çalışırken, iş arayanlar ile iş sahiplerini bir araya
getirmeyi amaçlayan bir iş danışma masası oluşturmuştuk. Haftasında İş ve İşçi
Bulma Kurumu’nun müfettişleri gelerek, iş bulma, işe yerleştirme konusunda kendilerinin tek yetkili olduğunu açıklayıp
çalışmaları durdurmamızı istediler. Bu kurum Türkiye’de tek bir özel işletmeye
eleman yerleştirememiş bir kurumdu. Halen de öyle. Ama kendi alanlarında
çalışmayı beceremedikleri halde alternatif girişimleri bastırmayı çok iyi
biliyorlardı. Milli Eğitim
yetkililerinin yaptıkları da buna benziyor: Kendileri benzer eğitimleri ya
hiçbir zaman veremeyecekler ya da vermeleri için on yıllar geçmesi gerekecek.
Ama alternatif eğitimleri bastırmayı çok ama çok iyi biliyorlar.
Bu tür olaylar
devletin rolünü tekrar tekrar sorgulamamızı gerektiriyor. Devlet, yaptığımız
işlere destek olması gereken bir kurum mudur yoksa adalet, savunma gibi
alanlarda, geri planda iş yapması
gereken bir kurum mudur? Devlet memurları Microsoft’un yazılımları gibi
hiç bir zaman anlamayacakları konularda eğitimleri teşvik etmek, onlara kredi
sağlamak durumunda mıdır yoksa bu alanda gölge etmeseler daha mı iyi olur?
Ne yazık ki
insanlar Türkiye’de uzmanı oldukları, yapmaktan keyif aldıkları işleri
yapmıyorlar. Yapmadıkları için de genellikle işlerinde başarısız oluyorlar.
Başarısız olunca da ilk sarıldıkları kurum devlet oluyor. Devlet ise, değil Microsoft eğitimleri gibi teknolojinin en
uç noktalarına destek sağlamak, memurlarının maaşını bile ödemekte zorlanan,
hantal bir yapı sergiliyor. Biz bilgisayarcılar için söylenecek tek şey olmalı
diye düşünüyorum: Devlet yetkilileri gölge etmesinler yeter.