Elektronik
Mektup Nasıl Yazılır?
Sina Hakman
(Sina Hakman ülkemizin en önemli yazılımcılarından birisidir. Bu
yazısı PC! dergisinin 10 Haziran 1997 tarihli yazısında yayınlandı. İçeriği
itibarıyla halen geçerli olduğunu ve önemini koruduğunu düşünüyorum. Yararlanmanız
dileğiyle. Murat Yıldırımoğlu)
Ortaokulda Türkçe
derslerinde nasıl mektup ya da dilekçe yazılacağı anlatılır. Üzerinden çok
zaman geçti, hatırlamakta güçlük çekiyorum; öğretmenlerimiz bize, mektubun
adresi nereye yazılır, imza nereye atılır anlatıp dururlardı. O zamanlar bu
derslerle pek ilgilenmezdim. Ne zaman ki diğer insanlarla yazılı iletişim
kurmak gerekli oldu, o zaman başım belaya girdi. İnsan yazmayınca unutuyor, bir
türlü doğru dürüst yazamıyor; üstelik de mektup, dilekçe gibi kurallı yazılarda
iyice zorluk çekiyor. Ben de ister istemez, zaman içinde yazım kurallarını
öğrenmeye başladım. Yıllar sonra bir de yazarlığa başlayınca yazım kurallarına dikkat etmek
zorunda kaldım.
Ne de olsa artık
yazar olarak ortaya çıkmış olduğum için Türkçe’yi kullanırken hata yapmak
istemiyordum. Hatta konuyu biraz abartıp, geçen yıl elimde roman gibi Yazım
Kılavuzu taşımaya başladıydım. Sonra bunu Bilişim Sözlüğü, Özleştirme Kılavuzu
ve diğer yazım kılavuzları izledi. Şimdi elimin altında sözlükler, kılavuzlar
olmadan rahat edemiyorum. Yani anlayacağınız, benim bu dil merakım biraz
abartılı. Herkesin benim gibi olmasını beklemiyorum ama kişinin ana dilini
kullanırken biraz özenli olması gerektiğine inanıyorum.
Bu arada
elektronik mektupları da çok kullanıyorum, neredeyse her işimi onlarla
görüyorum. Hem hızlı hem telefon gibi işimi bölmüyor, hem başkalarına ulaşmak
kolay hem de yazılan mektuplar kendiliğinden bir arşiv oluşturuyor. Belki de
yazı yazarken kurallara bu kadar önem verdiğim içindir; elektronik mektuplarda
da yazım kurallarına uymaya çalışıyorum. Yazım kuralları dışında elektronik
mektup yazmanın da kendine göre kuralları var, ama bunları normal mektup yazma
kuralları gibi ortaokullarda da öğretmiyorlar.
Bunun sonucunda
herkes ya kuralsız yazıyor ya da kendi kuralını koyuyor. Günlük yaşamımızda
iletişim ve ulaşımın olduğu her alanda kurallar var. Yoksa kazalar oluyor.
Buna en iyi örnek
trafik kuralları sanırım. Kuralsız bir trafikte nasıl bir kargaşa çıkacağını
tahmin etmek zor değil. Aynı bunun gibi, elektronik posta ortamında
mektuplaşmanın da kuralları var.
Geçenlerde bana
bir elektronik mektup geldi. Aynen şöyle:
To: Sina@ada.com.tr
Subject: dosya
transferi
INTERNETTE DOSYA
TRANSFERİ HAKKINDA BİLGİ İSTİYORUM. CEVAP BEKLİYORUM.
Yukarıdaki
mektubun yazarı belli değil. Selam yok, sabah yok, “cart” diye konuya girmiş.
İnsanın cevap vereceği varsa vermez, sanki ben cevap vermek zorundaymışım gibi
yazmış, mektubu yollayan. Bu mektubu okuyunca aklıma hemen bir yazı yazmak
geldi. Elektronik mektup yazmanın kendimce oluşturduğum kurallarını sizinle
paylaşmak istedim.
Bu tür mektuplar özellikle
listelerde bol bol kendini gösteriyor. Oysa çok basit
birkaç kurala uyarak, mektuplarımızı daha rahat okunur, daha ilgi çekici ve
nazik hale getirebiliriz. İşte “Sina’nın Elektronik Mektup Kuralları”:
- Elektronik mektubunuza, aynı normal
mektuplarda olduğu gibi, bir selamlama cümlesiyle başlayın. İster
“Merhaba” deyin ister “Sevgili Falanca,”. Böylece insanları karşılamış
olursunuz. Belki devamlı yazıştığınız kişilerle bunu yapmayabilirsiniz ama
o zaman bile en azından mektubun başına adını yazın.
- Yazılarınıza mutlaka imza atın. Bu
imzanın e-posta ortamındaki adı netiket. Etiket
sözcüğüne benzesin diye böyle demişler. Bazı kişilerin e-posta
programlarında tanımları uzun adlarıyla oluyor. Bu durumda mektubu
gönderen kişinin adını öğrenebiliyorsunuz. Ama her zaman böyle olmuyor, bu
yüzden de siz siz olun, mektubunuzun altına
adınızı ve elektronik posta adresinizi yazın. Bazı kişiler bunun dışında,
çalıştığı şirketin adını, telefon ve faks numarasını, web
sitesi adresini de yazıyor. Bu da makul aslında. Bu sayede size ulaşmak
isteyen biri değişik yolları deneyebilir. Bunun tersi de oluyor, özellikle
liste servislerine yazan birçok kişi, netiket
bölümüne yani imzanın yer aldığı son bölüme, akıllarına ne gelirse
koyuyorlar. Özlü sözler, çizgilerle resimler gibi mektupları gereksiz
uzatan, iletişim hatlarını gereksiz meşgul eden ve mektubu okuyanın canını
sıkan birçok yazı, imzanın olması gereken bölümlerde yer alıyor.
- Elektronik mektuplarınızın konu
alanını boş bırakmayın. Bir mektubun konusu, onu diğerlerinden ayırt
etmenizi sağlayan bir özelliktir. Bu sayede sizin mektubunuz birçok mektup
arasından görünür. Konu alanı için seçtiğiniz başlık, mutlaka mektubun
konusuyla ilgili olsun. Mektupta anlatılanı özetleyen birkaç sözcük, iyi
bir konu başlığı olabilir. Konu alanı doğru yazılmış mektupları idare
etmek de kolay oluyor.
- Mektuplarınızı büyük harflerle
yazmayın. Normal bir mektupta olduğu gibi büyük ve küçük harfleri
kullanarak yazın. Tamamı büyük harflerle yazılmış yazıları okumak hem
zordur hem de akıcılığı azaltır. Ayrıca büyük harfler SANKİ BAĞIRIYORMUŞ
GİBİ anlaşılmanıza neden olabilir. Mektuplarınızı tamamen küçük harflerle de
yazmayın.
- Mektuplarınızın bir satırında 70-75
karakterden fazla karakter olmasın. Yazdığınız mektubu okuyacak olan
kişinin nasıl bir bilgisayardan okuyacağını bilemezsiniz. En kötü
ihtimalle, bu kişinin mektubunuzu metin temelli bir terminalden okuduğunu varsayabilirsiniz.
Bu durumda bir satırdaki karakter sayısının 80’i geçmesi, mektubunuzu
okunmaz hale getirebilir. Bazı mektup programları, gelen bir mektuba cevap
vermenizi sağlarken, daha önceki mektubu yeni mektubunuzun içine aktarır.
Aktarırken de her satırın başına “>” işareti koyar. Bu durumda satır
genişliği bir ya da iki karakter artmış oluyor. Bu nedenle de 75 karakter
civarı diyorum. Böylece, yazdıklarınızın bir iki defa, başka mektuba sorun
çıkarmadan aktarılması mümkün olur.
- Bir mektuba cevap veriyorsanız, cevap
verdiğiniz mektubu, yazdığınız mektubun içine aynen almaktan kaçının. Bu
gereksiz yere hatları meşgul eder. Özellikle uzun mektupları aynen yeni
mektuba aktarıp, “Ben de aynı şekilde düşünüyorum” gibi tek cümlelik
mektuplar yazmayın. İlla yapacağım diyorsanız, bari hemfikir olduğunuz
mektubu hatırlatacak kısa bir bölümden alıntı yapın. Eğer başka bir
mektuptan alıntı yapacaksanız, hepsini değil ilgili bölümü almaya çalışın.
Hem okunuşu kolay olur, hem de göndermesi.
- Mektuplarınızda Türkçe harfleri
kullanmayın. Bazı yazılımlar Türkçe harfleri destekleseler de çoğu sistem,
bu harfleri doğu dürüst aktaramıyor. Bu nedenle Türkçe harfler karşı
tarafa gittiğinde, başka harflere ya da sembollere dönüşebilir. Bu
durumda, yazdığınız mektubun anlaşılması neredeyse mümkün değil. Nden söz ettiğiniz, büyük bir uğraşı sonucunda
hissedilebiliyor! Bu nedenle yolladığınız kişinin Türkçe harfleri doğru
bir şekilde aldığından emin olmadan, bu harfleri kullanmayın. Bazı kişiler
Türkçe harfleri ayırt etmek için “ş” harfi yerine “$” ya da küçük
harflerle yazarken “ö” yerine büyük “O” kullanıyor. Bence bu, yazının
anlaşılmasını zorlaştırıyor. Çok zorunlu kalmadıkça bence böyle
yazılmamalı. cUnkU bu $ekilde
yazIlmI$ yazIlarI COzmek bayaGI zor oluyor!
- Her ne kadar elektronik mektuplar iki
kişi arasındaymış gibi görünse de, aslında açıktır. Her isteyen
mektubunuzu okuyamaz ama, sistem yöneticileri rahatlıkla mektuplarınıza
bakabilir. Bu yüzden elektronik mektuplarda yazdıklarınıza dikkat edin.
Başkalarının kesinlikle görmemesi gereken şeyleri elektronik mektuplara
yazmayın.
- Internet’te başka ülkelerin insanlarıyla
karşılaşmak ve yazışmak çok rastlanan bir şey. Bu kişilere mektup
yazarken, karşınızdakinin başka bir ülkeden olduğunu, başka alışkanlıkları
ve gelenekleri olduğunu, sizinle aynı ortamı paylaşmadığını bilerek
yazışın. Bu tür mektuplarda yanlış anlaşılmak ya da hiç anlaşılamamak
mümkün.
- Mektup yazarken yazım kurallarına
dikkat edin. Elektronik mektup da olsa yazdığınız, aslında bir yazıdır.
Yazım kurallarına uygun, akıcı ve görünüşü güzel mektuplar yazmaya
çalışın. Dahi anlamındaki “de”, “da” eklerini ve “mi” soru ekini ayrı
yazmaya özen gösterin. Boş satırlar genellikle anlamı kolaylaştırır,
mektubun sıkışık olmasını engeller, üstelik de mektubu bir bayt büyütürler. Bu nedenle gerektiği yerlerde boş
satır bırakın. Bilgisayarla yazı yazma kurallarına uyun; noktalama
işaretlerinden sonra mutlaka boşluk bırakın. Sözcükleri doğru yazmaya özen
gösterin. Özellikle Türkçe harfleri kullanamadığınız için yanlış
yazdığınız sözcükler, yanlış anlamalara neden olabilir.
- Elektronik mektup yollarken
bilgisayarınızın tarihi ve saati doğru olmalı. Yolladığınız mektuplara bu
tarih ve saat yazıldığı için, eğer bu değerler yanlışsa, yolladığınız
mektup eskiden gönderilmiş gibi, daha önce yollanmış mektupların arasına
karışabilir. Bu durumda, gönderdiğiniz kişi mektubu görmeyebilir.
- Elektronik mektuplara dosya ekleyip
göndermek mümkün. Ama böyle büyük dosyalar göndermeden önce mutlaka
karşıdaki kişiyi uyarın. Onun onayını aldıktan sonra gönderin. Özellikle Internet’e modem aracılığıyla bağlı olanların böyle
büyük mektupları okumaları çok sorun oluyor. Bu yüzden 50 kilobayttan büyük mesaj gönderirken söylediğim
kurallara uymaya çalışın.
Mektuplarınıza dosyalar eklerken, gönderdiğiniz dosyaların biçemini
karşıdaki kişinin kullanabileceğinden emin olun. Örneğin, bir Microsoft Word belgesi
gönderiyorsanız, sizin bilgisayarınızdaki sürümün, gönderdiğiniz kişinin
bilgisayarındaki sürümle uyumlu olmasına dikkat edin.
Elektronik mektuplara daha yeni yeni alışıyoruz.
Yaygın ağlarda yazışmak, tanıdık birine mektup göndermeye ya da yüz yüze
konuşmaya pek benzemiyor. Bu yüzden de zaman zaman
elektronik posta ortamının doğru kullanılmadığını, hatta can sıktığını söylemek
yanlış olmaz. Özellikle listeler gibi tanımadığınız kişilerle yoğun mektup
alışverişinde bulunduğunuz ortamlarda başınız belaya girebilir.
Bu durumlarda size yardımcı olacağını düşündüğüm birkaç önerim var. Sıra
geldi, “Sina’nın Elektronik Mektuplar İçin Önerileri”ne:
- Maddi yardım isteyen mektupları,
kaynağından emin değilseniz, dikkate almayın. Şu anda Internet
üzerinde yaygın olarak kullanılan teknolojilerde çeşitli numaralar yapıp,
kişilerin kimliklerini farklı göstermesi mümkün. Bu nedenle yardımı
isteyen yer, sizin sandığınız kuruluş ya da kişi olmayabilir. Eğer ille de
yardım edeceğim diyorsanız, o zaman önce, emin olmak için karşı tarafa bir
cevap yazın ve onay isteyin. Beklediğiniz onay geldikten sonra, isteği
ciddiye alın.
- Zincirleme mektupları kesinlikle
dikkate almayın., siz de böyle mektuplar yazmayın. Bir zamanlar normal
postada çok fazla olan zincirleme mektupları hatırlayacaksınız. “Bu
mektubu on kişiye yollayın, yollarsanız başınıza hep iyi şeyler gelir,
yollamazsanız fakir kalırsınız, ölürsünüz” gibi mektupları Internet’te başka birine yollamak suçtur.
Ben yıllardır böyle mektupları çöpe atıyorum., başıma kötü bir şey gelmedi.
Ayrıca geleceğimizle ilgili güvensizliğimizi sömüren insanların yazdığı bir
mektubu çöpe atmak, neden başımıza kötü olaylar getirsin ki?
- Elektronik mektupların içinde en çok
rastlanılan türlerden biri de “alevlendirme” mektupları. Bu tür mektuplar
genellikle, liste servislerine yazdığınız bir mektuba cevap olarak gelir.
Karşınızdaki kişi sizinle çok ayrı bir görüştedir ve saldırgan biridir ya
da canı sıkılmıştır, sizin de canınızı sıkmak istemektedir. Bu tür kişiler
sizin savunduğunuz fikre saygı göstermez, hatta onu anlamaya bile
çalışmaz, yazdığınız şeylerin sizce doğru ve mantıklı oluşunu dikkate
almadan, sizi deli edecek kadar umursamazca cevaplar yazar. Savunduğunuz
en mantıklı fikri bile, olmadık nedenlerle aşağılar. Bu tür kişiler
genellikle ilk mektuplarında böyle davranmazlar.
Bir fikri karşılıklı savunurken yavaş yavaş bu
hale gelinir. Aslında belki de yüz yüze olsanız bağırarak kavga edeceksiniz.
İnsan bu durumda mektup yazarsa sivri dilli oluyor. Amaç savunulan fikri ya da
konuyu anlamaya çalışmak değil, karşıdaki kişinin canını sıkmak hatta, onu
rencide etmek haline gelebiliyor.
Siz siz olun, bu tür mektuplardan uzak durun.
Baktınız karşınızdaki kişi sizi rahatsız etmeye çalışıyor, o kişinin
mektuplarını okumayın. Gördüğünüz zaman doğrudan silin ya da çöpe atın.
Aklınızı kullanıp taşı gediğine oturtmak gibi çabalara girişmeyin, çünkü
genellikle bu tür mektupları yazanların amacı sizi galeyana getirip
sinirlendirmek olduğu için, siz ne derseniz deyin o yine bir kulp takacaktır.
Üstelik onun amacı, sizin dayanamayıp ona cevap yazmanızı sağlamaktır,
mektupların okunmadan çöpe atılması saldırgan kişide tatminsizlik yaratacak ve
bu onu, başka kişilere takılmaya itecektir.
- Elektronik mektuplarda şaka ya da
espri yaparken çok dikkatli olun. Yüz yüze konuşurken jest ve
mimiklerimizden, şaka yaptığımız kolayca anlaşılır. Ama mektuplarda bu
durum o kadar kolay anlaşılmıyor. Şaka yapayım derken birinin yanlış
anlamasına neden olabilirsiniz.
Bu yüzden şaka olduğu kolaylıkla anlaşılır şakalar yapın ya da şaka
yaptığınız cümlenin bir yerlerine “J” (iki nokta üst üste, tire ve parantezle
yapılan, yandan bakıldığında gülen adam gibi görünen karakterleri) koyun. Böylece
karşınızdaki, şaka yaptığınızı anlayacaktır. Yoksa mektubunuz alevlendirme
mektubu gibi olur. Bu gülen adamları da çok fazla kullanmamaya özen gösterin,
yoksa mektubunuzu okumak zorlaşır.
- Size, ailenize, ülkenize,
beğendiğiniz, savunduğunuz kişi ve görüşlere ya da ilginiz olan
kuruluşlara küfür ya da çok saldırgan sözler içeren mektupları dikkate
alıp canınızı sıkmayın. Bu mektupları yazan kişiler, başkalarının
görüşlerine saygısı olmayan kişilerdir. İnsanı gerçekten sinir eden bu mektuplara
cevap verirseniz, o kişileri daha da azdırmış olursunuz. İyisi mi, hiç
dikkate almayın.
- Interne’te ve bilgisayar dünyasındaki çeşitli
yayınlarda, elektronik posta adresini gördüğünüz ve bilgili olduğunu
düşündüğünüz bir kişiden teknik yardım istemeyin. Bu kişiler genellikle, her
sorunu olana tek tek yardım edemeyecek kadar
meşgul olur. Bu yüzden sorularınızı, dergilerin yardım köşelerine aktarın
ya da çevrenizdeki kişilere sorun. Bu tür durumlarda öncelikle siz de
araştırma yapabilirsiniz. Birçok konuda Internet
servis sağlayıcınızla görüşüp onun yardımını alabilirsiniz.
- Çok önemli ve gerekli değilse, aynı
anda yüzlerce kişiye ulaşacak bir mektup göndermeyin. Benim adım yazarlar
sayfasında geçtiği için sık sık bu şekilde
mektuplar alıyorum. Adamın biri falan olayı protesto etmek istiyor, bir
mektup döşeniyor ve yüzlerce kişiye yolluyor. Bu yöntem doğru değildir,
çünkü başkasının kaynaklarını kullanarak kendi protestonuzu yapmış
olursunuz.
Gönderen için tek kişiye göndermekle 1000 kişiye göndermek arasında maliyet
farkı yok. Bir mektubun Internet’te aktarılma
masrafını, hem gönderilen hem de alan paylaşır. Bu nedenle başkasının parasını
onayı olmadan, kendi amaçlarınız doğrultusunda kullanmış olursunuz. Yine aynı
nedenle, elektronik mektup kullanarak reklam ya da tanıtım yapmayın. Kimse
parasını kendi ödediği bir tanıtım kampanyasında tanıtılan nesneyi beğenmez.