Bilişim Sektöründe Çalışmak ve MCSE Kavramı

 

 

2006 yılı içinde tüm dünyada kaç adet bilgisayar satıldığını biliyor musunuz?

 

Tam tamına 230 milyon adet.  

 

Bilgisayar satışlarının artması, bilgisayarın giderek daha çok kullanım alanı bulması sonucunda bilişim sektörü günümüzün en gözde sektörü durumuna geliyor.  İnsan kaynakları gazetelerinde yer alan eleman ilanlarının büyük bir bölümünü bilişime ilişkin ilanlar oluşturuyorlar.  Bu yüzden üniversiteye girişte bilişim dallarında öğrenim veren bölümler tercih ediliyor. Bu bölümlerden mezun olanlar iyi işyerlerinde, iyi ücretlerle çalışma olanağına sahip oluyorlar. Üniversitelerin bu türlü bölümlerinde mezun olmayanlar belli eğitimlerden geçerek bilişim sektöründe yer alabiliyorlar.

 

Bilişim sektöründe öyle büyük bir insan açığı varki turist olarak gitmek için bile binbir zorluk çıkartan gelişmiş ülkeler bilişim sektöründe çalışanlara özel kolaylıklar sağlıyor. Almanya 65.000 yabancı bilişim çalışanına çalışma vizesi vereceğini açıkladı. ABD’de durum daha da kötü: Oradaki açık yüzbinlerle ölçülüyor ve yabancı çalışanlara kolaylıklar sağlayarak açıklarını kapatmaya çalışıyorlar.

 

Türkiye’deki rakamlar o kadar yüksek değil ama gazetelerden izleyebileceğiniz gibi Türkiye’deki eleman açığı da 20.000 ile 60.000 arasında değişiyor. Açık yüzünden, dışarıya çalışmak için insan gönderen Türkiye, Hindistandan bilişim uzmanları ithal ediyor.

 

Peki, Türkiye’deki ve dünyadaki yetişmiş, bilgili insan açığı nasıl kapatılır?

 

Tabii ki eğitimle.

 

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çeşitli bilişim firmalarının ürünleri konusunda eğitimler veriliyor. Bu eğitimler sonucunda sektör, eğitimli insan gücü kazanırken eğitime katılanlar da kendileri için zevkli ve kazançlı bir meslek sahibi oluyorlar. 

 

Bilişim eğitimlerinde, sektörde yaygın şekilde kullanılan,  geleceği olan ürünlerin eğitimini almak çok önemli. Bu bakımdan Microsoft’un ürünleri başı çekiyor. Microsoft, iyi, ucuz, yaygın ve gelişen ürünler üretiyor. Sektöre yeni girmek isteyenler ya da sektörde çalışıp da ilerlemek isteyen insanlar için Microsoft eğitimleri çok yararlı olacaktır.

 

Microsoft ürünleri konusunda uzman olmak isteyen kişilerin karşısına, temel olarak, iki seçenek çıkıyor:

 

1)    Sistem Mühendisliği

2)    Programcılık

 

Sistem mühendisliği, var olan programları kullanarak  bir kurumun bilişim gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Örneğin, bir elektronik posta sunucu programı kullanarak bir kurumun  elektronik posta alışverişini sağlayabilirsiniz. Bir web sunucu programı kullanarak kurumun web sitesini oluşturabilirsiniz. Bir veritabanı yönetim sistemini kulllanarak kurumun verilerini yönetebilirsiniz. Bu örneklerin hiçbirinde sistem mühendisi bir program yazmaz. Var olan programları bilgisayarlara kurar, bu programların en iyi şekilde çalışmasını sağlar, hata çıkınca hataları düzeltir.

 

Programcılık ise yaratıcılık gerektirir. Ya daha önceden benzeri olmadığı için ya da var olan yazılımlar kurumun gereksinimlerini karşılamadığı için, programcı, yeni bir program yaratır.

Programcılık çok yoğun çalışmayı gerektirir,  yıpratıcıdır, biraz da genç işidir. Yaş ilerledikçe programcılık insanı daha da zorlar. Bütün iyi programcılar otuz yaşından önce iyi bir şeyler üretmişlerdir.

 

Sistem mühendisliği programcılığa göre daha az yıpratıcıdır, daha uzun sürelerle yapılabilir.

 

Genel olarak hem sistem mühendisi hem  de programcılık mümkün değildir. Hem iyi programcı hem de iyi sistem mühendisi olanlar da vardır ama bunların sayısı Türkiye’de bir elin parmaklarını geçmez.

 

Kişilerin bilgi işlem kariyerlerinde önce bu iki değişik seçenekten birisine karar vermeleri gerekir. Ortalama bir kişi, her ikisi için ne para ayırabilir ne de zaman.

 

Eğer sistem mühendisliği konusunda ilerlemek isterseniz bilginizi MCSE (Microsoft Certified Systems Engineer: Microsoft Sertifikalı Sistem Mühendisi) sertifikası ile kanıtlayabilirsiniz. Bu sertifika dünyanın her yerinde sizin iyi bir sistem mühendisi olduğunuzun  göstergesidir. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek daha fazla işveren, bilişim bölümlerine alacakları elemanlarda, MCSE sertifikası aramaktadır.

 

Kimler MCSE olabilir?

 

MCSE’liğe ilişkin olarak en sık sorulan sorulardan birisi de kişilerin daha önceden ne tür bir eğitim almış olmalarının gerektiği yönünde oluyor. 

 

MCSE eğitimi için  kişilerin daha önce bilgisayar kullanıyor olmaları, belli bir bilgiye sahip olmaları gerekiyor. MCSE eğitimleri çok yoğun geçiyor. Bu yoğunluk içinde katılımcılara farenin nasıl kullanılacağı, klasörün ne olduğu gibi bilgiler öğretilmiyor. Bu ve benzeri temel  bilgilerin bilindiği varsayılıyor. 

 

Ama MCSE olmak için bilgisayar mühendisi olmak da gerekmiyor. Üniversite bitirmek bile gerekmiyor. Hatta bazen lise mezunu olmak daha avantajlı olabiliyor. ABD’de yapılan bir araştırmada lise mezunu olan MCSE’lerin üniveriste mezunu MCSE’lerden daha fazla kazandığı bulunmuş. Bunun nedeni olarak da lise mezunlarının hayata daha önceden atılması ve dolayısıyla daha çok bilgi-beceri-deneyim elde etmesi gösteriliyor.

 

Lise mezunu ya da üniversite mezunu olmak çok önemli değildir ama başka bazı ölçütler bilişim sektöründe çalışmak için önemlidir. Bu ölçütleri şöyle sıralayabiliriz:

 

1)    Sevgi: Bu sektörde kariyer arzu eden kişinin bilgi işlemi çok sevmesi gerekir. Bu meslek sevilmezse yapılamaz. Çünkü bu sektör başka hiçbir sektörle karşılaştırılmayacak kadar aktif bir sektördür. Bir makina mühendisi arkadaşım  mesleklerinin 19. yüzyıldan bu yana çok az değiştiğini söylemişti. Bilişimde böyle bir şey mümkün değildir. Ünlü Moore yasası bir tümleşik devre içine konulabilecek elektronik komponentlerin sayısının her 18 ayda iki katına çıkacağını söyler. Bilişim  için de benzer bir şey söylenebilir. Her onsekiz ayda hemen tüm bilgilerimiz eskir, yenilenmesi gerekir. Yani, burada delicesine bir değişim söz konusudur. Sektördeki birçok insanı başka sektörlere geçmekten alıkoyan da bu özelliğidir. Değişim insanı heyacanlandırır, adrenalin düzeyini yükseltir. Sektördeki insanlar bu değişimin bir parçası olarak kalmak isterler. Bilgiler hep güncellenir. Bu kadar hızlı değişen bir sektörde insanlar silah zoruyla çalıştırılamaz.  Yalnızca bilgi işlemi sevenler bunu kaldırabilirler.

 

2)    Gayret: Kariyer olarak bilgi işlemi düşünenler çok gayret sarfetmelidirler. İlk olarak şimdiye kadarki bilgi açıklarını kapatmak için, sonra da sürekli değişen bir sektörde  bilgilerini hep güncel tutabilmek için.

 

3)    İddia. Bilgi işlem sektörü iddia sektörüdür. Burada insanlar iddialı olmak zorundadır. Bu sektörde çalışanlar, yapılamayacak bir işin, çözülemeyecek bir sorunun olduğunu düşünemezler: Sorun varsa çözüm vardır. Çözümün varlığı tartışılmaz, maliyeti ve süresi tartışılır. Bu sektörde pısırıklığa yer yoktur. Ben bilirim, ben yaparım, ben çözerim diyebilmek gerekir. Bilinmiyorsa öğrenilecektir. Yapılamıyorsa öğrenilecek ve yapılacaktır. Çözülemiyorsa öğrenilecek ve çözülecektir.

 

Nasıl MCSE Olunur?

 

MCSE sertifikası almak için yedi adet sınav geçmek gerekir. Bu sınavlar Microsoft’un işletim sistemleri ve diğer ürünleri konusunda sizin bilgi ve becerinizi ölçerler.

 

Sınavların ilkini geçtiğinizde bir Microsoft Sertifikalı Profesyoneli (Microsoft Certified Professional, kısaca MCP) olacaksınız.

 

Sınavlara kendi başınıza çalışarak girebilirsiniz. Bu konuda yazılmış bazı kitapları alırsınız, evinizdeki bilgisayarda denemeler yaparsınız ve kendinizden emin olduğunuzda sınavlara girersiniz.

 

Ama günlük hayatın ağır temposu içinde sınavlara kendi başınıza çalışmak mümkün olmayabilir: İş dışındaki saatleriniz sınırlıdır, eve yorgun argın gelirsiniz, çalışmanız gereken binlerce sayfa vardır, evinizdeki bilgisayar ürünleri denemeniz için yeterli değildir vb.

 

Tam burada MCSE kurslarından yararlanabilirsiniz.

 

MCSE kurslarında deneyimli öğretmenler, üstün bilgisayarlar üzerinde denemeler yapabileceğiniz şekilde, size yoğun bir bilgi sunarlar.

 

MCSE kursları pahalıdır ama bu kurslar sonunda sertifika aldığınızda, önünüze yurt içinde ve yurt dışında geniş iş olanakları açılacaktır. Bu işlerde çok iyi ücretler söz konusudur. Başka hiçbir yerde yatırdığınız para size bu oranda geri dönmeyecektir.

 

 

Murat Yıldırımoğlu

murat@muratyildirimoglu.com

www.muratyildirimoglu.com