TELEFON ÜCRETLERİ, YENİ HÜKÜMET, YENİ BAKAN VE OECD RAPORU

 

Murat Yıldırımoğlu

 

Artık yeni bir hükümetimiz var. Bu hükümetin de oldukça acar bir Ulaştırma Bakanı var: Necdet Menzir. Göreve gelir gelmez yaptığı açıklamalarla, iptal ettiği zamlarla kendini ön plana çıkartmayı başardı. En son olarak da 1 Eylül 1997'den geçerli olmak üzere İnternet erişimini yüzde 50 oranında ucuzlatan bir ücretlendirmeyi duyurdu. Şimdi yeni hükümetin gelişiyle birlikte gazetelerde çıkan haberlere bir göz atalım, sonra da bu haberlerle ilgili değerlendirmeler  yapalım:

 

20/7/97 tarihli Hürriyet'te şöyle bir haber var:

 

Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir, Türk Telekom'ca telefon ücretlerine yapılan zam nedeniyle uluslararası telefon görüşmelerinde otomatik olarak yüzde 46 oranında ortaya  çıkan artışın geri alındığını açıkladı. Menzir, yabancı ülkelere Türkiye'den telefon edilmesi durumunda dakika başına ödenen konuşma ücretlerinin aynı düzeye indirileceğini bildirdi. Bu karar, Türkiye'den yurtdışı aramaların çok pahalı hale gelmesi ve yurttaşların başka ülkelerin telefon şebekelerini devreye sokmaya başlamaları üzerine alındı. Necdet Menzir yaptığı yazılı açıklamada, gece saat 12.00 ile sabah 10.00 arasında ve pazar günleri yapılan bütün görüşmelerde, bu ücretlerin ülke gruplarına göre yüzde 20-35 arasında değişen indirimlerin devam edeceğini de kaydetti. Menzir, Türkiye'den yapılan uluslararası görüşmeler için uygulanan tarifelerin düşük tutulmasıyla, bazı kuruluşların "call-back" servislerinin Türkiye'de uygulanabilmesinin engellenerek, vatandaşın parasının yurtdışındaki bu kuruluşlara gitmesinin önlendiğini ifade etti. Menzir, Türk Telekom'un uluslararası telefon görüşmeleri için uyguladığı tarife ücretlerinin, birçok Avrupa ülkesinin Türkiye'ye uyguladığı ücretlerle aynı düzeyde, hatta daha da ucuz olduğuna dikkat çekti.

 

1/7/97 tarihli Radikal'de ise şu haber vardı:

 

Telekom karda ikinci oldu.

Türk telekom geçen yıl 200 trilyon 893 milyar 332 milyon lira gelir elde etti. Buna karşılık gideri 158 trilyon 885 milyar 575 milyon oldu... ve KİT'ler arasında Tedaş'tan sonra karlılıkta ikincilik elde etti.

 

İlk haberin Türkçesi biraz karışık ama yine de bu haberden şunları çıkartabiliriz.:

 

1) Zam iptalinden sonra Türkiye'den yurtdışına yapılan telefon görüşmeleri pahalı değildir; yurtdışından  Türkiye'yi aramaya göre aynı ücretlere, hatta daha düşük ücretlere sahiptir.

 

2) Yine de bu ucuzluğu farketmemekte direnen ve yabancı firmalara para kaptırmamızı sağlayan vatandaşlarımız olabilir. Türk Telekom'un hatları yerine daha pahalı yabancı hatları tercih eden mazoşist vatandaşlarımızı korumak için call-back ve calling card uygulamaları iptal edilmiştir.

 

Necdet Menzir'in dile getirdiği birinci iddia, yani Türkiye'de dış hatların ucuz olduğu iddiası tamamıyla yanlış bir iddiadır. Bu yanlışlığı biraz sonra OECD raporuyla göstereceğiz. OECD raporunda görüleceği gibi, Türkiye dış hat ücretleri bakımından OECD'nin en pahalı  ülkesidir. Öyle ki, bu pahalılık yüzünden, yine raporda göreceğimiz gibi Türkiye dış hat görüşmeleri bakımından yıllardır sonuncu ülke durumundadır. Dış hat ücretlerinin aşırı yüksek olması vatandaşların başka ülkelerdeki kişilerle görüşmesini önleyen, Türkiye'nin dünyayla bütünleşmesini engelleyen bir unsur halini almıştır.

 

İç hat ücretlerinde de durum pek parlak değildir, onlar da oldukça yüksektir. OECD'nin iki yıl önceki raporunda iç hatlarda da bütün kategorilerde ya en pahalı ülke çıkıyorduk ya da en pahalı ülkenin ardından ikinci oluyorduk. Bu yıl yayınlanan yeni raporda iç hat ücretleri konusunda bu kadar kötü durumda değiliz ama ucuz olduğumuz da söylenemez. Zaten bu durumu ikinci haber doğruluyor: Türk Telekom yüksek karlar elde eden bir kuruluş. Bu karları da vatandaşlarına en modern hizmetleri sunarak değil zam yaparak elde ediyor.

 

Şİmdi OECD raporuna geçebiliriz.

 

OECD, 27 ülkenin üye olduğu uluslararası bir kuruluş. Üye ülkelerin ekonomik gelişimi için çalışmalar yapmayı amaçlıyor. Türkiye'nin yanısıra ABD, Almanya, Fransa, İngiltere gibi gelişmiş ülkeler ve  Çek Cumhuriyeti, İzlanda, Meksika gibi nispeten daha az gelişmiş ülkeler OECD'ye üye. Bu kuruluş belirli aralıklarla üye ülkelerin durumunu inceleyen raporlar yayınlıyor.

 

OECD'ye üye ülkelerin iletişim yapılarını inceleyen raporlar İletişim Değerlendirmesi adını taşıyor ve her iki yılda bir yayınlanıyor. İletişim Değerlendirmesi raporunda ülkelerin iletişim altyapısı inceleniyor ve bilgileri karşılaştırılıyor.

 

Birkaç ay önce 1997 yılı İletişim  Değerlendirmesi raporu  yayınlandı. Bundan önceki rapor 1995 yılına aitti. Anımsayacağınız gibi 1995 yılı raporundan alıntıları içeren bir yazımızı yine bu sayfalarda yayınlamıştık. 1995 raporuna göre Türkiye telefon ücretleri açısından her kategoride en pahalı ilk veya ikinci ülke çıkıyordu. 1997 Yılı raporunda uluslararası görüşmeler kategorisinde pahalılıkta yine bir numarayız. Diğer alanlarda ise 1995 yılı raporuna göre ücretlerin daha ucuz olduğu söylenebilir. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var: 1997 Yılı raporunda kullanılan rakamlar 1995 yılına ait. Bir önceki raporda, yani 1995 raporunda da kullanılan rakamlar 1995 öncesi yıllara aitti. 1997 yılı raporunda sözü edilen rakamlar iki yıl öncesine ait ve şu anda da diğer kategorilerde de en pahalı ülke olmamız büyük olasılık.

 

OECD raporunda yer alan kategorileri Türkiye ve benzer birkaç ülke için şu şekilde sunabiliriz.:

 

Hat başına gelir miktarı bakımından Türkiye, OECD üyesi 27 ülke arasında 129 Dolar ile sonuncu. OECD ortalaması 1107 Dolar. Çek Cumhuriyetinde bu rakam 415 dolar, Yunanistan'da 542 dolar, Macaristan'da 558 dolar. 

 

Telekomünikasyon gelirlerinin toplam gayrisafi milli hasıla içindeki payı bakımından da sonuncuyuz. OECD ortalaması 1995 yılında 2.29 iken bizde bu oran 1.11. Bu oran Çek Cumhuriyeti  için 2.18, Yunanistan için 2.45 ve Macaristan için 2.75.

 

Telekomünikasyon gelirlerinin dağılımına bakarsak en büyük oran %91.49 ile telefon servislerinden geliyor. Bu oran Çek Cumhuriyeti için %73.93, Yunanistan için 82.21 ve Macaristan için 67.06.

 

Mobil kullanıcı başına mobil hizmetleri gelir rakamı 1995 yılında 305 dolar olmuş. Bu rakam Çek Cumhuriyeti için 2451 dolar, Yunanistan için 219 dolar, Macaristan için 1072 dolar olmuş. Burada Yunanistan sonuncu, Türkiye sondan ikinci.

 

Uluslarası bağlantılardan kaynaklanan telekomünikayon gelirleri bakımından Macaristan 115 milyon dolar ile sonuncu olurken Türkiye 120 milyon dolar ile sondan ikinci. Bu rakam Çek Cumhuriyeti için 288 milyon dolar, Yunanistan için 588 milyon dolar. Toplamda sondan ikinciyiz ama hat başına uluslarası gelirler rakamında hat başına 6 dolar ile  sonunculuğu kimselere kaptırmıyoruz. Bu rakam Macaristan için 54 dolar, Çek Cumhuriyeti için 120 dolar, Yunanistan için 114 dolar. Yani, Macaristan bize göre daha az hatta sahip ve toplam dış hat gelirleri düşük ama o hatların herbirinden elde edilen yurtdışı görüşme geliri  bize göre 9 kat fazla.

 

Hat başına uluslarası telekomünikasyon trafiği kategorisinde Türkiye yine sonuncu ülke. MITT birimi ile ölçülen bu trafik Türkiye için 26 iken, Çek Cumhuriyeti için 100, Yunanistan için 89, Macaristan için 114. Yani, Yunanlılar bizlerden 3-4 kat daha fazla uluslararası görüşmeler yapıyorlar.

 

ABD Patent Ofisi rakamlarına göre 1980 ile 1995 ylları arasında, elektronik cihazlar ve parçalar sektöründe alınan patentler bakımından Türkiye 8 adet patent ile sondan üçüncü. Sonuncu ülke olan İzlanda'nın 1, sondan ikinci olan Portekiz'in 5 patenti var. Bu rakam Çek Cumhuriyeti için 21, Yunanistan için 10, Macaristan  için 52.

 

1995'de  Telefon hatlarının sayısı bakımından Türkiye 14 milyon 184 bin adet hat ile OECD ülkeleri arasında 9. oluyor. 1985 ile 1990 arasında hat sayısındaki artış bakımından yıllık ortalama %25.12 ile birinci geliyor. 1990 ile 1995 arasında bu oran %15.52'ye düşüyor ama yine de bu oran ile Macaristan'ın hemen ardından ikinci oluyoruz.

 

100 Kişiye düşen hat sayısı ortalaması OECD çapında 47 iken Türkiye'de bu rakam 22.9'a düşüyor. Bu rakam Meksika ile Macaristan'ın rakamlarının ardından en düşük üçüncü rakam. Bir önceki bilgiyle birlikte değerlendirirsek Türkiye'nin şebekesini en hızlı büyüten ülke olduğunu ama halen katedilecek büyük bir mesafenin de bulunduğunu söyleyebiliriz.

 

Sayısal hatların tüm hatlara oranı bakımından Türkiye %74'lük pay ile yine önlerde. Bu kategoride altıncı oluyoruz. Hem de ABD, Avustralya, Almanya, İtalya gibi ülkeleri geride bırakarak.

 

Temmuz 1996 itibarı ile Internet hostlarımızın, yani İnternet hizmeti veren bilgisayarlarımızın sayısı 7743 ve bu rakam yine OECD bünyesindeki en kötü ikinci rakam. Bizden daha az Internet hostu olan tek ülke ise Lüksemburg. Çek Cumhuriyetinde 32.219, Yunanistan'da 12689 ve Macaristan'da 25109 adet host var.

 

ISDN aboneleri kategorisinde OECD'ye  üye üç ülkeden hiç bilgi alınamazken ISDN abone sayısını 0 olarak bildiren 7 ülke var. Bu ülkelerden birisi de ne yazık ki Türkiye. ISDN abone sayısı 0 olan diğer ülkeler şöyle sıralanıyor: Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İrlanda ve Meksika.

 

Hat başına yatırım rakamları kategorisinde Türkiye yine sonuncu durumda. Türkiye'de hat başına yapılan yatırım 1995 rakamları ile 67 dolar olurken, Çek Cumhuriyeti'nde 718, Yunanistan'da 190, Macaristan'da 463 dolar.

 

Satın alma gücü paritesine göre iş telefonları ücretleri bakımından Türkiye en pahalı 13. ülke. Bu kategoride 1995 yılı raporuna göre daha iyi durumdayız. 1995 yılı raporunu anlatan yazımızı okuyanlar  bu kategoride en pahalı 2. ülke olduğumuzu anımsayacaklardır.

 

Satın alma gücü paritesine göre ev telefonları ücretleri bakımından Türkiye en pahalı 15. ülke. Burada da 1995 yılı raporuna göre daha iyi durumdayız. 1995 yılı raporunda en pahalı ülke konumunda idik.

 

Satın alma gücü paritesine göre uluslararası görüşme ücretleri bakımından 1995 raporu çizgisini koruyoruz ve en pahalı ülke seçiliyoruz. Bu hem ev hem de iş telefonlarından yapılan uluslararası görüşmeler için geçerli.

 

Kiralık veri hatları için üç kategori tanımlanmış: 9.6 kbps, 64 kbps ve 1.5 Mbps'lik hatlar. Türkiye 64 Kbps'lik hatlarda en pahalı ülke. 9.6 kbps'de 8., 1.5 Mbps'de  ise 7. en pahalı ülke.

 

1995 yılında çalışan sayısı bakımından Türkiye 74.837 adet çalışanı ile 9. oluyor. Çalışan başına düşen hat sayısı Türkiye için 189 ve bu rakamla 11. oluyor. 

 

Bu bilgiler ışığında şu iddilarda bulunabiliriz:

 

1) Türkiye'de iletişim ücretleri ucuz değil pahalıdır. Özellikle yurtdışı görüşme ücretleri az biraz da değil aşırı pahalıdır.

 

2) Yurtdışı görüşme ücretlerinin pahalı oluşu yurtdışı ile yapılan görüşme miktarını düşürmekte ve Türkiye'nin dünya ile bütünleşmesini engelleyen unsurlardan birisi olmaktadır. Call-back ve calling  card uygulamalarının iptal edilmesi haksız bir uygulamadır. Vatandaşlarınıza ucuza görüşme sağlayamıyorsanız bari başka yollarla ucuza görüşme yapma olanaklarını yok etmeyin.

 

3) Türk Telekom modern iletişim teknolojilerinde yaya kalmaktadır. Ya ISDN'de olduğu gibi yeni teknolojileri hiç uygulayamamakta, ya da, kiralık veri hatlarında olduğu gibi, çok yüksek ücretler talep etmektedir.

 

4) Türk Telekom yüksek karlar elde etmektedir.

 

5) Türk Telekom yüksek karlar elde etmesine karşılık yeterince yatırım yapmamaktadır.

 

6) Necdet Menzir de dahil olmak üzere büyüklerimizin ağzından düşürmediği İnternet konusunda da Türkiye iyi durumda değildir ve bu durumun baş sorumlusu Türk Telekom'dur. Eğer İnternet'i fiyat sübvansiyonu yapılacak  kadar önemli ve değerli bir şey olarak görüyorlarsa, İnternet'ten kazanç sağlamayı değil de yaygınlaştırmayı düşünüyorlarsa yapılacak şey basittir: İnternet üzerindeki devlet tekelini kaldırmak. Bu durumda yerli-yabancı birçok değişik kuruluştan çok ucuza İnternet hizmeti alabilmemiz mümkün olacaktır. Yoksa fiyat indirimleri, 800'lü hatlar vb. tartışmalar içinde kaybolup gitmemiz mümkündür.

 

7) Türk Telekom'da yapılacak en iyi iş bir an önce özelleştirme yapmaktır. Bütün dertlerin çaresi bu özelleştirme olacaktır.