Windows 2000 Server'ın
Türkçe Sürümündeki Çeviri Sorunları
Murat Yıldırımoğlu,
10/02/2003
murat@muratyildirimoglu.com
1990'ların başında işyerimde
kullandığım IBM PS/2 bilgisayarlarında Türkçe karakterlerin kullanılması büyük
bir sorundu. Bu konuda standart yöntemler bulunmuyordu. Bu sorunu çözmek için
birkaç adet Türkçe karakter programı kullanılıyordu.
IBM PS/2 bilgisayarlarıyla
birlikte gelen işletim sistemi (DOS) kılavuzlarına baktığımda çok üzülmüştüm.
Orada çeşitli dillere ilişkin standart yöntemler açıklanıyordu. Bu dillerin
arasında o zamanlar tek bir ülke olan Çekoslavakya
için Çek ve Slovak şeklinde iki ayrı destekten söz ediliyordu. Çekoslavakya küçük, çok küçük bir ülke olduğu halde o
ülkedeki dillere yönelik destek varken Türkçe'ye yönelik bir destek yoktu.
O zamanlardan bugünlere
geldik. Microsoft'un Türkiye ofisi açıldı ve Microsoft ürünlerinin yerelleştirilmesine yönelik geniş
ölçekli çalışmalar yapıldı. Şu anda Microsoft'un
programlarının (işletim sistemleri ya da Office seti)
Türkçe sürümleri var. Bu sürümlerdeki terimler ilk başta garip gelse de zamanla
yerleşti. Ülkemizdeki bilgisayar okur-yazarlığının artmasında bu sürümlerin
ayrı bir önemi var.
Windows 2000 ile birlikte Türkçe
konusunda bir adım daha atıldı ve ilk kez bir sunucu işletim sisteminin Tükçe sürümü piyasaya sürüldü.
Ne var ki Windows
2000 Server'ın Türkçe sürümünde büyük çeviri hataları
var. Bu çeviri hataları yapılan işin büyüklüğüne gölge düşürüyor. Aşağıda bu
hataları ele alacağım. Dileğim de en kısa zamanda bu çeviri hatalarının
giderilmesi.
Çeviri hatalarının en büyüğü
DNS (Domain Name System)
ile ilgili. DNS sistemi bilgisayarların adına karşılık onların IP adreslerini
veren bir sistemdir. Örneğin, www.hurriyet.com.tr
adındaki bir bilgisayara ulaşmak istediğinizde bu adın IP adresine çevrilmesi
gerekir. Bunu da DNS sistemi yapar. Bir sunucu bu ad çözümlemesini yapmak üzere
yapılandırılır (bu sunucuya DNS sunucu denilir). DNS sunucu üzerinde bilgisayar
adları ile IP adresi bilgilerini içeren bölgeler bulunur. DNS sunucuda hem
bilgisayar adları, hem de IP adresleri bulunduğu için bilgisayar adı verip IP
adresi almanın yanı sıra IP adresi verilip bilgisayar adları da alınabilir. İlk
sorguya, yani bilgisayar adı verip IP adresini almaya düz sorgulama, ikinci
sorguya, yani IP adresi verip bilgisayar adı almaya da ters sorgulama denilir.
Düz sorgulama ve ters sorgulama için ayrı ayrı DNS
bölgeleri yaratılır. Düz sorgulama bölgeleri DNS'de Forward Lookup Zones (Düz Sorgulama Bölgeleri) başlığı altında yer
alırlar. Ters sorgulama bölgeleri de Reverse Lookup Zones (Ters Sorgulama
Bölgeleri) başlığı altında yer alır.
İlk çeviri yanlışı burada. Windows 2000 Server'ın Türkçe
sürümünde Forward Lookup Zones için karşılık olarak Arama Bölgelerini Aktar, Reverse Lookup Zones içinse Arama Bölgelerini Ters Çevir denilmiş. Yani, Forward ve Reverse sözcükleri
sıfat olarak değil de eylem olarak kullanılmış. Bu temelinden yanlış bir
çeviri. Ayrıca bu şekildeki bir çeviri Microsoft'un arayüz kullanım felsefesine de aykırı. Microsoft'un
arayüzlerinde genelde iki pano vardır. Soldaki panoda
kapsayıcı nesneler (container), sağdaki panoda ise
kapsanan nesneler bulunur. Örneğin, Windows Explorer'da solda klasörler, sağda klasörlerin içeriği
sergilenir. DNS'de böyle olması gerekir. Soldaki
panoda yer alan bir nesne için bir eylem
(Aktar ya da Ters Çevir gibi) kullanılamaz. Eylemleri içeren menüler nesnelerin üzerine sağ tıkladığımızda çıkan bağlam menüsünden seçilir.
DNS'deki bir başka çeviri yanlışı host için ana bilgisayar terimini kullanmak. Ana bilgisayar
mainframe sınıfındaki bilgisayarlar için kullanılır.
Özel olarak da IBM'in mini, midi ve mainframe bilgisayarları için host
terimi kullanılır. Bu çeşit bilgisayarlar söz konusu olduğunda host için ana bilgisayar terimini kullanmak doğrudur. Ama DNS'deki host kayıtı
ile kastedilen kesinlikle bu tür bilgisayarlar değildir. Hatta IBM host bilgisayarlarına TCP/IP protokolü desteği çok uzun bir
zamandan sonra gelmiştir. DNS'de host
olarak adlandırılan şey TCP/IP protokolü yüklü, bir IP adresine sahip herhangi
bir nesnedir (ille de klasik anlamdaki bilgisayar olması gerekmez). TCP/IP
iletişimine sahip olan buzdolapları da birer host'tur.
Host için bu şekildeki yanlış çeviriye birçok kitap
çevirisinde de rastlıyoruz. Bu yanlış çevirinin de bir an önce giderilmesi
gerekiyor. Host için en basitinden bilgisayar
diyebiliriz. Gerçi bu şekildeki çeviri de örneğin, IP adresine sahip bir
buzdolabı için hoş kaçmaz ama yine de host için uygun
bir karşılık bulunana kadar idare eder.
Bir başka çeviri yanlışı grup
ilkeleriyle (group policy)
ilgili. Grup ilkeleri bilgisayarların ve kullancıların
ortamlarını düzenlemek ya da kısıtlamak için kullanılıyor. Grup ilkeleri
yapısal birimler (organizational unit),
etki alanları (domain) ve sitelere uygulanabiliyor.
Eğer grup ilkeleri an ave yavru nesnelere
uygulanıyorsa karşımıza çeşitli kombinasyonlar çıkıyor. Örneğin, ana nesneye
uygulanan grup ilkeleri yavru nesnelere de miras yoluyla devrediliyor ama yavru
nesnelerin de kendi grup ilkeleri bulunabiliyor. Bu durumda çıkabilecek
çatışmaları önlemek için yavru nesne üzerinde "Miras yoluyla devralımı engelle" şeklinde bir belirtim
yapılabiliyor. Böyle bir belirtim yapıldığında ana nesnedeki grup ilkeleri
yavru nesneye uygulanmıyor. Yapılacak bir başka şey ise ana nesnenin
ilkelerinin ezilmemesini sağlamak. Burada override
sözcüğü kullanılıyor. Override sözcüğü sıklıkla overwrite sözcüğü ile karıştırılır. Bu iki sözcük yazım
olarak ne kadar birbirlerine benzerse benzesinler çok farklı şeylere karşılık
gelir. Override "baskın gelmek" demektir.
İki ayrı öğenin kimliği ve varlığı korunurken bir öğe diğerine baskın gelirse
bu durum override sözcüğü ile karşılanır. Overwrite ise üzerine yazmak demektir. Burada da iki öğe
söz konusudur ama burada öğelerden biri
diğerini yok eder. Örneğin, bir sözcüğün üzerine yazdığımızda eski
sözcük ortadan yok olur, onun yerine yeni sözcüğü yazarız.
Grup ilkelerinde de ana
nesnenin ilkesinin override ettiği durumlarda ana
nesnenin ilkelerinin yavru nesneler üzerine uygulanmasının engellenemeyeceği ve
ana nesne ile yavru nesnenin ilkelerinin çelişmesi durumunda ana nesnenin
ilkelerinin geçerli olacağı anlaşılır. Bu durumda yavru nesnenin ilkelerinin üzeirne yazılmaz, bu ilkeler yok olmaz. Hatta bu durumda
bile ana nesneyle çelişmeyen yavru nesne ilkeleri uygulanmaya devam eder.
Windows 2000 Server'ın
çevirisinde override için "üzerine yazma"
karşılığı kullanılıyor. Yukarıdaki açıklamadan anlaşılacağı gibi temelinden
yanlış bir çeviri.
Bu çeviri yanlışlarına ek olarak
özensizliğin bir göstergesi olarak bazı yazım yanlışları da bulunuyor. Örneğin,
bir yerde "tahmini" yerine "tahminini", bir başka yerde
"kalıcı" yerine "kalcı" şeklinde ifadeler görüyoruz. Yazım
yanlışları yanlışların en masumudur ama bunların da düzeltilmesi gerekir.
Sonuç olarak Windows 2000 Server'ın Türkçe
çevirisinin baştan sona elden geçirilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.